Kardeş Tilkilerin Masalı
Bir varmış bir yokmuş, kum fırtınalarının uğramadığı, gece yıldızların pırıl pırıl parladığı Sessiz Vadi adında bir kumsal varmış. Bu kumsalda Titi adında minicik kulaklı, akıllı mı akıllı bir tilki yaşarmış. Titi annesi ve babasıyla birlikte kumdan yapılmış, serin bir kovukta otururmuş. Gündüzleri yuvasında serinler, geceleri ailesiyle yürüyüşe çıkıp yıldızları izlemeyi çok severmiş. Titi her akşam annesine gününü anlatır, babasıyla kum tepelerinde zıplama yarışları yaparmış. Ailesi onun en iyi dostuymuş.
Bir akşam, gökyüzü pembeden mora dönerken, anne tilki yavaşça Titi’nin yanına sokulmuş. “Titi, sana güzel bir haberimiz var,” demiş. Baba tilki de hafifçe gülümseyerek eklemiş: “Yakında evimize yeni biri katılacak.” Titi heyecanla kulaklarını dikmiş. “Yeni biri mi? Bir ziyaretçi mi geliyor?” Anne tilki başını sallamış: “Hayır tatlım, bu ziyaretçi bizimle kalacak. Senin bir kardeşin olacak.” Titi’nin gözleri büyümüş. Bir kardeş! Ne güzel olurdu birlikte koşmak, kumlarda yuvarlanmak, yıldızlara isim vermek… “Gerçekten mi? Bir kardeşim mi olacak? Ne zaman?” diye sormuş heyecanla. Günler geçmiş, annesi daha çok dinlenir olmuş, babası Titi ile daha fazla ilgilenmeye çalışıyormuş. Evlerine minik bir yastık, yumuşacık battaniyeler, minicik patiklerle dolu bir sepet gelmiş. Herkes bebekle ilgili konuşuyormuş. Titi fark etmiş ki artık onun resimleri değil, sepetin içindekiler konuşuluyormuş. Yavaş yavaş içini garip bir his kaplamış. “Ya annem artık benimle konuşmak istemezse? Ya babam sadece bebekle oynarsa?” diye düşünmeye başlamış. Ne zaman sevinse, bir tarafı sessizce “Ama artık her şey eskisi gibi olmayacak” diye fısıldıyormuş. Bir gece, dışarıda serin bir rüzgar eserken, Titi yalnız başına bir kum tepesine çıkmış. Yıldızlara bakmış ama bu kez hiçbiri ona göz kırpmamış gibi hissetmiş. Sessizce kovuğa dönerken babası onu fark etmiş. “Titi, canım oğlum. Kardeşin olacağı için hâlâ mutlu musun?” diye sormuş. Titi biraz başını eğmiş, “Galiba… Ama bazen korkuyorum. Sizi kaybedecekmişim gibi geliyor.” Annesi usulca yanına oturmuş. “Ah Titi, biz seni ilk gördüğümüzde dünyamız nasıl güzelleştiyse, şimdi de ikinci bir ışık daha doğacak. Ama o ışığın senin parıltını gölgelemesine izin vermeyeceğiz.” Babası da eklemiş: “Sen bizim ilk yıldızımızsın, Titi. Kardeşin senin gibi parlamayı senden öğrenecek. Ona rehber olacaksın. O daha çok küçük olacak ama sana çok ihtiyacı olacak.” Titi o an içini kaplayan endişenin hafiflediğini hissetmiş. “Yani… beni eskisi gibi seveceksiniz?” Annesi gülümsemiş: “Her zaman, her zaman…”

Birkaç hafta sonra, sıcak bir sabahın serin gölgesinde, Titi’nin minik kardeşi dünyaya gelmiş. Adını Lilu koymuşlar. Lilu minik, titrek ve uykucu bir tilkiymiş. Ama Titi ona ilk kez baktığında içi sıcacık olmuş. Artık geceleri sadece yıldızlara değil, Lilu’nun uyurken çıkardığı sevimli seslere de kulak verir olmuş. Onu patisiyle okşar, bazen “Günler geçsin de birlikte kumda zıplayalım,” dermiş. Titi büyümüş, Lilu da büyümüş ama aralarındaki bağ hep aynı kalmış. Ve Titi her zaman, kardeşiyle olmak ne demekmiş, bunun ne kadar güzel bir şey olduğunu hiç unutmamış. Ve gökyüzü her gece onlara göz kırpmaya devam etmiş. Bu masal da burada bitmiş.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.