Dürüst Balina ile Yalancı Yunus Masalı
Denizde yaşayan oyunbaz Yunus, arkadaşlarına batık bir gemi ve hazine uydurur. Balıklar boşuna yorulup üzülür. Dürüst Balina ise gerçekleri söyler ve onları mercanların arasındaki inci kabuklarına yönlendirir. Hayvanlar mutluluğu bulur, Yunus ise yalanın zararını görüp doğruluğun önemini öğrenir.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, uzak denizlerin mavi dalgaları arasında, rengarenk mercanlarla dolu bir koy varmış. Bu koyda sayısız deniz canlısı yaşarmış: balık sürüleri, deniz yıldızları, deniz atları ve kocaman ama kalbi pamuk gibi yumuşak Dürüst Balina. Balina, deniz canlılarının en güvenilir dostuymuş. Sözüne herkes inanır, verdiği haberleri hiç sorgulamazlarmış. Çünkü balina hiçbir zaman yalan söylemezmiş. Aynı sularda da yaşayan bir Yunus varmış. Bu yunus çok hızlı, kıvrak ve oyunbazmış ama ne yazık ki bazen sırf eğlenmek için gerçek olmayan şeyler anlatırmış.
Günlerde bir gün Yunus, balık sürülerini etrafına toplamış ve heyecanla “Arkadaşlar! Açık denizde dev bir gemi batmış! İçinde tonlarca inci ve deniz kabuğu var. Kim hızlı davranırsa, o hazineleri toplayabilir!” Balıklar şaşkınlıkla birbirlerine bakmış. Hepsi bu haberin peşinden yüzmeye başlamış. Deniz yıldızları bile merakla kabuklarının içinden çıkmış. Ama oraya vardıklarında hiçbir gemi bulamamışlar. Sadece dalgaların arasında birkaç yosun parçası yüzüyormuş. Balıklar yorulmuş, bazıları kayalıkların arasına sıkışmış. Deniz atlarının kanatları yosunlara dolanmış. Hepsi üzülmüş. “Yunus bize yalan söyledi!” demişler. O sırada Dürüst Balina ortaya çıkmış. “Ben size gerçeği söylemeliyim,” demiş. “Bugün sabah erken saatlerde açık denizde güçlü bir fırtına gördüm. Ama orada batık bir gemi yoktu. Eğer inci arıyorsanız, mercan kayalıklarının altında saklı küçük kabuklar vardır. Oraya giderseniz onları bulabilirsiniz.” Balıklar balinaya inanmış ve onun gösterdiği yere gitmişler. Gerçekten de kayalıkların arasında ışıl ışıl parlayan küçük inciler varmış. Herkes çok mutlu olmuş. Balıklar, Yunus’a dönüp üzgün gözlerle bakmışlar. “Senin yüzünden boş yere yorulduk, kimi arkadaşlarımızın canı yandı,” demişler. Yunus başını eğmiş. Hızlı yüzmeyi, oyun oynamayı çok sevse de, yalanlarının zarar verdiğini ilk kez böyle açıkça görmüş. Onun amacı sadece biraz eğlenmekmiş ama arkadaşlarını kırdığını fark edince utanmış.

Balina’nın gösterdiği incilerle bütün deniz canlıları güzel bir şenlik yapmışlar. Mercanların arasında şarkılar söylemiş, dalgaların ritmiyle dans etmişler. Balina’nın dürüstlüğü sayesinde herkesin yüzü gülmüş. Yunus da bu şenliğe katılmış, ama bir köşede sessizce düşünmüş: “Demek ki eğlenceli olmak için yalan söylemeye gerek yokmuş. Doğruyu söyleyince de dostlarım beni sever.” O günden sonra Yunus bir daha yalan söylememiş. Onu tanıyan herkes hem hızına hem de dürüstlüğüne hayran kalmış. İşte çocuklar, denizlerin mavi derinlikleri bize önemli bir şey öğretmiş: Yalan balıkları yanlış yola sürükler, doğruluk ise herkesi incilerle dolu mutluluğa götürür.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.