Baba Bir Masal Anlat Bana

“Bana masal anlatsana baba” diye tutturdu küçük kız. Babası pek oralı olmadı önce. Küçük kız diretince mecburen başladı anlatmaya.

– Bir varmış bir yokmuş. Çok eski zamanlarda, bir kasabada Gepetto adında ihtiyar bir bakkal yaşarmış.
– Bakkal değil baba, oyuncakçı o.
– Oyuncakçı işte. Çamurdan yaptığı oyuncakları satarmış bu ihtiyar adam.
– Çamurdan değil ki baba, tahtadan.
– Tamam tamam tahtadan. Bu bakkal, çocuğunun olmamasına çok üzülürmüş.
– Bakkal değil dedim ya baba, oyuncakçı.
– Tamam! Doğru ya oyuncakçıydı. Bu ihtiyar oyuncakçı bir gün ormana gidip güzel bir araba yapmak için kütük aramaya başlamış.
– Baba araba yapmak için değil, kukla yapmak için kütük aramış ormanda.
– Öyle miydi o? Tamam! Gepetto eve getirdiği kaya parçasını, biblo yapmak için tezgahının üstüne koyup yontmaya başlamış sonra.

– Kaya parçası değil ama baba ya! Kütük o yonttuğu. Hem biblo değil kukla yapacak.
– Tamam işte kızım başlamış kütüğü yontmaya. Kütükten tüh tüh diye sesler gelmeye başlayınca şaşırmış ihtiyar adam.
– Baba niye tüh tüh diye sesler gelsin ki kütükten. Ah ah diye sesler gelmiş.
– Neyse tamam işte! İhtiyar adam yaptığı bu kuklaya Hansel adını vermiş.
– Uf ama ya baba! Hansel adını vermemiş ki kuklaya. Pinokyo koymuş adını. Hepsini birbirine karıştırdın.
Baba ya sen masal anlatmayı hiç bilmiyorsun. Sen bir daha bana masal filan anlatma. Bari televizyon izlemeyeyim biraz.

Küçük kızın babası hiçbir şey söylemedi ve “oh be kurtuldum” dercesine tekrar telefonunun eline aldı. Facebook’tan başkalarının hayatında neler olup bittiğini okumaya devam etti.

Pedagog Ercüment Eşsiz