At Arabasındaki Güneşin Masalı
Gökyüzünde durmaktan sıkılan güneş, bir gün yeryüzüne inip biraz da insanların arasında gezinmek istemiş. Serin bir sonbahar gününde, bir at arabasına binerek mutlu insanların yaşadığı küçük bir kasabanın sokaklarında dolanmaya başlamış. Geçtiği sokakların kaldırımlarında yürüyen insanlar, güneşi görür görmez üstlerindeki paltolarını, ceketlerini çıkartıp ellerine almışlar. Ağaçlar birdenbire çiçeğe durmuş ve güneş daha gözden kaybolmadan meyve vermeye başlamış.
Bu duruma en çok sevinen tabii ki çocuklar olmuş. Ağaçlardan kiraz, erik, şeftali, kayısı, incir toplayan çocuklar, güneşin ara sıra kendi sokaklarından geçmesini istemiş. Bir çocuk güneşle, gözlerini kısarak ve yüzünü eliyle hafifçe örterek konuşurken sırılsıklam terlemiş. Güneşe, kedisinin çok üşüdüğü için hastalandığını söylemiş. Ondan kedisine şöyle bir görünerek ısıtıp iyileştirmesini istemiş. Güneş, “Elbette! Kedinin iyileşmesini çok isterim. Hadi birlikte gidip ısıtalım kedini. Ama ben yanından ayrıldıktan sonra terli giysilerini hemen değiştireceksin oldu mu” demiş. Çocuk güneşin bu şartını hemen kabul etmiş. Çünkü kendisiyle oynamayan kedisinin bir an önce iyileşip eski sağlığına kavuşmasını çok istiyormuş.

Güneş biraz kenara kayarak, çocuğa at arabasında yer açmış. Beraber çocuğunun evinin bahçesinde yatak-yorgan yatan kedinin yanına gelmişler. Kedi daha güneşi uzaktan görür görmez ayağa kalkmış ve neşe içinde kuyruğuyla oynamaya başlamış. Çocuk güneşe teşekkür etmiş sonra. Güneş çocuğun yanından ayrılırken, “Sadece ben değil, senin kalbindeki sevgi de ısıtır kedini. Bundan sonra üşüdüğünde kucağına al, okşa ve sev onu. Göreceksin hastalığından eser bile kalmayacak” demiş ve çocuğa göz kırparak “Terli giysilerini değişmeyi unutmuyorsun tamam mı” diye eklemiş.
Güneşin kasabalarına misafir olmasından çok memnun olan halk, güneş eğer kasabada biraz daha uzun kalırsa, çimenlerin, derelerin, ağaçların ve çiçeklerin kurutmasından korkmuş.
Bu durumu anlayan güneş, at arabasının üstünden gökyüzüne doğru zıplayarak tekrar gökteki yerini alıvermiş. Bu arada güneşi gezdiren at güneş gider gitmez, kendini hemen derenin içine atmış. Güzelce yıkanıp serinledikten sonra, taze çimenlerden yemeye koyulmuş. Çünkü çok çalıştığı ve yorulduğu zamanlarda karnı çabucak acıkıyormuş.
Geri bildirim: Dondurmadan Kale Masalı » Uyku Masalları