Mira ve Kayıp Oyuncaklar Odası Hikayesi
Mira, odasını toplamayı hiç sevmez. Bir sabah uyandığında tüm oyuncaklarının kaybolduğunu fark eder ve dağınıklığın aslında kendi mutluluğunu bile gölgelediğini anlar.
Bir varmış bir yokmuş…
Uzak bir kasabada, penceresinden sabah güneşi içeri süzülen güzel bir ev varmış. Bu evde Mira adında 6 yaşında bir kız çocuğu yaşarmış. Mira’nın kocaman hayal gücü varmış. Renkli kalemleriyle resimler yapmayı, pelüş ayısıyla konuşmayı ve kendi masal dünyasını kurmayı çok severmiş. Ama Mira’nın bir huyu varmış:
Odası hep karmakarışıkmış! Oyuncaklar yatağın altında, çoraplar kitapların yanında, boya kalemleri yastığın içinde… Annesi her gün aynı şeyi söyler dururmuş: “Mira, odanı toplamazsan bir gün oyuncaklarını bile bulamayacaksın.” Ama Mira her seferinde gülüp geçermiş. “Anne, gerek yok! Hepsi nerede biliyorum!” dermiş.
Bir akşam Mira, odasında oyun oynarken yorgun düşmüş. Oyuncaklarını ortada bırakıp yatağına kıvrılmış.
Yastığın kenarında rengarenk boncuklar, halının üstünde puzzle parçaları varmış. Uykuya dalarken dışarıda hafif bir rüzgar esmiş… Ertesi sabah Mira gözlerini açtığında bir gariplik hissetmiş. Etraf bomboşmuş! Oyuncak sepeti boş, kitaplıkta sadece birkaç defter, yatağın altı tertemizmiş. Gözlerini ovuşturmuş. “Nerede bu oyuncaklar?” demiş şaşkınlıkla. Dolabın kapağını açmış, raflara bakmış, yastıkların altını karıştırmış ama hiçbir şey yokmuş. “Anne! Oyuncaklarım kayboldu!” diye bağırmış. Annesi koşarak gelmiş. “Ben dokunmadım Mira,” demiş gülümseyerek. “Belki de birileri dağınıklıktan sıkılıp gitmiştir, ne dersin?” Mira neye uğradığını şaşırmış. “Gitmiş mi? Oyuncaklarım benden gitmiş olabilir mi?” Tam o sırada, dolabın içinden küçük bir ses duymuş. “Psst! Mira!” Korkuyla dolabın kapağını açmış. İçeriden en sevdiği pelüş ayıcığı Toto çıkmış! Ama üstü toz içindeymiş. “Toto! Sen neredeydin?” diye sormuş Mira. Toto kollarını kavuşturmuş: “Biz hepsiyle birlikte gittik. Çünkü odan öyle dağınıktı ki artık nefes bile alamıyorduk! Arabalar ayakkabının içinde, kalemler yastıkta… Kim dayanır buna?” Mira şaşkınlıkla etrafına bakmış. “Ben sadece… oyun oynuyordum,” demiş üzgün bir sesle. Toto başını sallamış: “Biz oyunları çok severiz Mira, ama düzen olmazsa hiçbir şey eğlenceli kalmaz.” Mira’nın içi burkulmuş. Küçük kalbi sanki tozlu raflar kadar sıkışmış. “O zaman… geri gelir misiniz? Söz veriyorum, bu kez her şeyi yerli yerine koyacağım.” Toto gülümsemiş. “Görelim bakalım. Eğer gerçekten düzenli olursan, belki hepimiz geri döneriz.” Mira hemen işe koyulmuş. Yatağını düzeltmiş, yerleri süpürmüş, kitaplarını rengine göre dizmiş. Her oyuncak için özel bir yer hazırlamış: arabalar kutuda, bebekler rafta, kalemler kavanozda… Odası parıl parıl olmuş. Sonra yatağının üstüne oturup beklemiş. Bir anda dolabın içinden minik bir ses gelmiş. “Toto! Bak! Mira gerçekten toplamış!” Rafların arasından rengarenk toplar yuvarlanmış, bebekler sırayla çıkmış, puzzle kutuları yerine konmuş. Hepsi birer birer geri dönmüş! Oda bir anda yeniden neşeyle dolmuş. Toto, Mira’nın omzuna tırmanmış. “Gördün mü Mira, düzen sadece temiz olmak değil. Bizi mutlu eden şeylerin nefes almasını sağlar.” Mira kocaman gülümsemiş. “Artık her akşam odama bakacağım Toto. Çünkü düzenli olmak, oyuncaklarımı kaybetmemek demekmiş!”

O günden sonra Mira, her oyundan sonra eşyalarını yerlerine koymuş. Ve her sabah uyandığında oyuncakları gülümseyerek onu karşılamış. Artık “Kayıp Oyuncaklar Odası” değil, “Neşeli Oyuncaklar Odası” olmuş burası.
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.

