4 Yaş Masalları5 Yaş Masalları6 Yaş Masalları7 Yaş Masalları8 Yaş MasallarıHayvan MasallarıMasal ÖrnekleriUyku MasallarıUzun Masallar

Meraklı Tavşan Tıpır’ın Dersi Masalı

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, yeşil tepelerin ardında saklı rengarenk bir orman varmış. Bu orman öyle güzelleşmiş ki her köşesinde ayrı bir çiçek açar, kuşlar şarkı söyler, dereler şırıl şırıl akarmış. Ormanın kıyısında genişçe bir bahçe ve içinde minik bir kulübe varmış. Kulübede ormanın dostu sayılan Zeliha teyze yaşarmış.

Zeliha teyze ormandaki hayvanları çok severmiş. Özellikle yavru hayvanlara özel ilgisi varmış. Kim aç kalsa yemek verirmiş, kim üşüse yuva hazırlarmış. Bahçesinde tavşanlar için ayrı bir alan yapmış, otlarla dolu minik kulübeler inşa etmiş. O bahçede yaşayan tavşanlardan biri de Pamuk adında sevimli bir tavşanmış. Pamuk’un yavrusu olduğunda, minicik patileriyle hoplayan bu yavruya “Tıpır” adını vermiş. Çünkü koşarken ayakları “tıpır tıpır” ses çıkarırmış. Tıpır çok tatlı bir tavşanmış ama biraz da meraklıymış. Özellikle bahçedeki tahta çitin üzerinden atlamayı çok seviyormuş. Daha küçücük olduğu halde sürekli annesinin yanından kaçıp çitin üstüne tırmanır, oradan aşağıya inmeye çalışırmış. Annesi Pamuk her seferinde uyarırmış: “Tıpır, yavrum, çitin üzerinden atlamaya kalkma. Daha küçüksün, ayağın kayar düşersin!” Ama Tıpır annesini hiç dinlemezmiş. Annesi bahçede yiyecek toplarken o gizlice çite tırmanır, hop diye kendini aşağıya bırakmaya çalışırmış. Bahçedeki diğer tavşan yavruları da Tıpır’a özenmeye başlamışlar. Onların anneleri endişelenmiş, hep birlikte Pamuk’a gitmişler: “Tıpır çok yaramazlık ediyor. Bizim yavrularımız da aynı şeyi yapmak istiyor. Lütfen ona dikkat et.” Pamuk çok üzülmüş. Tam yavrusunu uyarmaya gidecekken birden bir ses duyulmuş: “Pat!” Ardından da incecik bir ağlama sesi… Pamuk koşmuş, bir de ne görsün! Tıpır çitin üzerinden atlamaya çalışırken ayağı kaymış, yere düşmüş. Canı çok yanmış, patisini tutarak “ah, ah” diye ağlıyormuş. O sırada bahçede olan Zeliha teyze hemen kucağına almış Tıpır’ı, aceleyle köydeki veterinere götürmüş. Veteriner amca dikkatle bakmış, minik patiyi temizleyip sarmış. “Birkaç hafta dinlenmesi lazım. Yuvasından çıkmasın, zıplamasın. Yoksa iyileşmesi uzun sürer,” demiş. Zeliha teyze onu yuvasına bırakmış. Pamuk yavrusunun yanına oturup hüzünle söylemiş: “Gördün mü yavrum? Sözümü dinlemedin, düşüp kendini incittin. Hem senin canın acıdı hem benim yüreğim…”

Tıpır çok pişman olmuş. Günlerce yuvasında dinlenmiş, diğer yavru tavşanlar bahçede oynayıp zıplarken onları sadece izlemek zorunda kalmış. Ama arkadaşları onu yalnız bırakmamış. Hep birlikte ziyaretine gelmişler. Ona en sevdiği yiyecek olan havuç yapraklarından getirmişler, yuvasına koymuşlar. “Çabuk iyileş Tıpır! Ama bu kez söz ver, yaramazlık edip çite tırmanmak yok! ” demiş yavru tavşanlardan biri. Tıpır başını sallamış: “Söz veriyorum arkadaşlar. Bir daha annemin sözünden çıkmayacağım. Patisi acıyan bir tavşan olmak hiç de eğlenceli değilmiş.” Bir süre sonra Tıpır’ın patisi iyileşmiş. O günden sonra daha dikkatli, uslu bir tavşan olmuş. Annesiyle ve arkadaşlarıyla bahçede neşe içinde oyunlar oynamış, huzurla yaşamışlar. Ve masal burada bitmiş.

Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir